Zeytin Yaprağının (Olea europaea)  C6 Glioma Hücre Soyuna Etkisi
Home

Zeytin Yaprağının (Olea europaea)  C6 Glioma Hücre Soyuna Etkisi

Kanser, hücrede bulunan DNA ile ilgili kontrol düzeneklerinde oluşan kusurlar nedeniyle
hücrelerin anormal ve kontrolsüz olarak büyümesi ve çoğalmasıdır. Dünya genelinde her yıl
yaklaşık 7.6 milyon kişi kanserden hayatını kaybetmektedir. Beyin tümörleri, bu ölümlerin
yaklaşık % 2'sini oluşturmaktadır ve primer beyin tümörlerinin % 60 kadarını da gliomalar
oluşturmaktadır. Zeytin yaprağı ise asırlardır yeryüzünde yetiştiği tüm bölgelerde halk
tarafından çeşitli hastalıkların geleneksel tedavilerinde kullanılmaktadır. İçeriğindeki fenolik
bileşikler nedeniyle de modern tıpta sıklıkla tercih edilmektedir. Bu doğrultuda çalışmamızda
zeytin yaprağının farklı çözücüler ile elde edilen ekstraktlarının C6 glioma hücre soyu
üzerindeki  etkilerini araştırmayı amaçladık.
Zeytin yaprağının soxhlet ekstraksiyon yöntemi kullanılarak metanol ve %80 etanol ile elde
edilen ekstraksiyonları, çözücüler uçurularak hücre kültüründe kullanılmak üzere hazırlandı.
C6 glioma hücrelerine farklı dozlarda (5 μg/ml, 12,5 μg/ml, 25μg/ml, 50 μg/ml) uygulanan
ekstraktların etkilerini gözlemlemek için hücreler 24 saat boyunca inkübe edildi ve deneyler 3
kez kontrollü bir şekilde tekrarlandı. Değerlendirmeler için hemotosimetrik sayım
yöntemlerinden Thoma lamı kullanılmak suretiyle hücrelere tripan mavisi ile boyandı ve
boyanan hücrelerin % canlılık oranları hesaplandı. İstatistiksel olarak değerlendirilen sonuçlar
tablo ve grafik çizimleri ile ifade edildi.
Çalışmalarımız sonucunda, zeytin yaprağının metanol ve %80 etanol ile elde edilen
ekstraktlarının C6 glioma hücre soyunda % canlılık oranını azaltarak sitotoksik, proliferasyonu
engelleyerek sitostatik etkisi gösterildi. Ayrıca zeytin yaprağı ekstraktının konsantrasyonuna
ve çözücü türüne bağlı olarak canlı hücre yüzdesinde neden olduğu azalmanın istatistiksel
olarak anlamlı olduğu görüldü. Bu bilgiler ışığında çalışmamızın in vivo teknikler ile de
desteklenmesi sonucu klinik tedavilerinde kullanılan antitümör ilaç uygulamalarına bir
alternatif olabileceğini düşünmekteyiz.